1) Konutlarda; pencerelerde, aydınlıklarda, oda bölmelerinde, paravanlarda, duvar panolarında, abajurlarda ve kapılarda yer almaktadır.
2) Fabrikalarda; hizmet binalarında, dinlenme-eğlenme tesislerinde, yemek-oyun salonlarında, yönetici, müdür odalarında yer almaktadır.
3) Otellerde; dış mekan ve aydınlatma panolarında, giriş kapılarında, lobilerde, banyo, yemek, eğlence salonlarında, odaların aydınlatma elemanlarında paravanlarda kullanılmıştır.
4) Ayrıca cami, eğlence yerleri, spor salonları, devlet kurum ve dairelerinde, okullarda, sanat galerilerinde istasyon bekleme salonları gibi yerlerde kullanılmaktadır.
Anadolu uygarlıklarından elde edilen cam işçiliğinin en seçkin örnekleri günümüzde "cam"ın tarihi gelişimi konusuna ışık tutmaktadır. Çeşitli model ve formlarda vitray, Selçuklular
döneminde geliştirilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'un fethiyle camcılığın
merkezi bu kent olmuştur. Çeşm-i bülbül, Beykoz işi bu dönemden günümüze ulaşabilen tekniklerden
bazılarıdır.
Anadolu'da camın ilk kez gözboncuğu olarak üretimi İzmir-Görece köyündeki ustalar tarafından gerçekleştirilmiştir. Anadolu'nun her tarafında temelinde nazar inancı olan cam boncukları
görmek mümkündür.
Nazarlık yoluyla canlı veya nesneye yönelen bakışların dikkatinin başka bir
nesneye yöneleceğine inanılır. Bu nedenle nazar boncuğundan yapılan nazarlıklar canlının veya
nesnenin görünen bir yerine takılır.
.
Vitray aslen antik dönem Doğu Akdenizi’nden geliyor. O dönemde yapılan kalın ve küçük boyuttaki camlar, mermerler, bronzlar ve küçük cam parçaları ile bu sanat ortaya çıkar.
Ancak, en eski boyalı Vitray örnekleri
9. ve 10. yüzyıllarda bulunmuştur. Avrupa’da Vitray’lar en yoğun gotik dönem eserlerinde, katedrallerde, saraylarda, büyük konaklarda görülür.
12. yüzyılda Avrupa mimaride Roma
stili yerine Gotik tarz egemen olmuş.
Bu yeni mimaride geniş pencere boşlukları bulunduğundan bu pencereleri örtmek için renkli cam paneller kullanılmaya başlanır.
Önceleri hep büyük mimari yapılarda rastlardık bu süsleme sanatına. Çok özel ve o büyük yapılara dair birşeydi sanki, onlara özeldi. Camilerin pencerelerindeki o rengarenk camlardı bize göz kırpan, baktıran.
Veya önemli bir mekanın paravanıydı, tablosuydu, aynasıydı... Size neler çağrıştırıyor pek de bilinmez ama hep geçmiştir nedense aklınıza gelen, öyle değil mi?
Renkli cam parçalarından yapılan yarı saydam pencere süslemesi. Renkli camın mimarîye girişi ve kendine özgü bir sanat oluşturuşuna dair elimizdeki en eski buluntular XII. yy.a aittir. Oysa, renkli camın varlığı ve çeşitli kullanım biçimleri çok eskilere gider.
The glass used in stained glass is colored in the manufacturing process by the addition of salts that cause it to take on particular colors. Then the glass is made into sheets, from which individual pieces can be cut with glass cutting tools. The glass sheets can be made in a variety of textures, and the uneven or pebbly surface of some stained glass sheets gives the resultant picture a jeweled look when light passes through it.
Although stained glass windows, whether for church or home, are the most common form of stained glass artwork, it is also used for decorator features. The famous lamps of Louis Tiffany are examples of stained glass artworks that are much admired and imitated today. Tiffany added opaque or milky glass to the stained glass palette, which greatly increased the effects that could be achieved. Today, stained glass art is a popular hobby, and many people enjoy cutting and fitting together pieces of colored glass to form attractive pictures both large and small. When a piece of stained glass art is small and meant to be displayed in the window where it catches the sun, it is often called a suncatcher.